Zina
Hocam geçmişimde maalesef evli bir kadınla ilişkiye girdim. Bu biraz da kadının zorlamasıyla oldu. Tabii bu beni günahkar olmaktan kurtarmıyor. Sanırım ailenin maddi açıdan zor durumda olması onu bu yola itti. Bir süre sonra eşinden ayrıldı ve hala maddi sıkıntıda ve benimle evlenmek istiyor. Benimse tek derdim bu büyük günahın kul hakkından ve cezasından kurtulmak. Pişmanım ve Allah kabul ederse tövbe ettim. Acaba, bu kadınla evlensem, çocuklarına maddi, manevi olarak baksam, kol kanat gersem, yetiştirsem, işlediğim bu büyük günahım silinir mi, bu günahın kul hakkından kurtulur muyum?
Bildiğiniz üzere insanoğlu hem iyilik hem de kötülük yapmaya uygun yaratılmıştır. Onun için zaman zaman bilerek-bilmeyerek, isteyerek-istemeyerek, gizli ya da alenî olarak günahlara girebiliyor.
“Allah (c.c.), kendisine şirk koşulmasının dışındaki istediği kimselerin bütün günahlarını bağışlar” [Nisa suresi, 116] buyurarak, Zâtına şirk koşmanın dışında bütün günahları affedebileceğini bildirmektedir.
Kulun günahı ne kadar çok olursa olsun, kul ne kadar af dilerse dilesin, hiçbir zaman isteği karşılıksız kalmaz. Hz. Enes (r.a.) haber veriyor; ‘Ben Rasûlullah’ı (s.a.v.) şöyle söylerken işittim’ diyor: “Allah Teâlâ (buyurdu ki): Ey Âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden af umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun, onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım. Ey Âdemoğlu! Günahların gökleri dolduracak kadar olsa, sen Benden bağışlanmanı dilersen, günahlarını affederim. Ey Âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla huzuruma gelsen, fakat Bana hiçbir şeyi ortak koşmamış, şirke bulaşmamış olsan, Ben de seni yeryüzü dolusu mağfiretle karşılarım.” [Tirmizî, Sünen, Deavât, 98]
***
Sözün özü; cânı gönülden yapılan tevbeleri Allah Teala’nın kabul edeceğine dair bir kuşkumuz olmamalı... Cenab-ı Hak, “Ey iman edenler, nasuh tevbe ile tevbe edin ki Allah da sizin kabahatlerinizi affetsin ve altlarından ırmaklar akan cennetlerine koysun” [Tahrim suresi, 8] buyurarak, yapılan tevbelerin kabul edileceğini beyan ediyor.
Ayette geçen ‘nasuh tevbe’yi Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) bize şöyle tarif buyurmaktadır:
1- Günahlara pişmanlık duymak.
2- Farz ibadetleri hakkıyla yerine getirmek.
3- Zulüm ve düşmanlık yapmamak.
4- Kırgın ve küskünlerle barışmak… Kul hakkını ilgilendiriyorsa, onu ödemek ve helalleşmek.
5- Bir daha o günaha dönmemek üzere karar vermek." [Bkz. Kenzü'l-Ummâl, 2, 3808]
Bu şartları yerine getirirsek Allah’ın tevbelerimizi kabul edeceğinden ümitli oluruz.
Ancak insan her zaman korku ve ümit içerisinde olmalı... Ne ibadetlerimize güvenip övünmeli, ne de günahlarımızdan ümitsizliğe düşmeliyiz. Ben çok iyiyim, bu işi hallettim demek ne kadar yanlışsa; ben bittim, Allah Teala beni kabul etmez, artık affetmez demek de o kadar yanlıştır.
Ayrıca unutmamak gerekir ki; günahını-suçunu anlayıp tevbe ve istiğfar ederek Cenab-ı Mevlâ’ya sığınmak da büyük bir kulluk nişânesidir. Fakat günah işleyip te daha sonra tevbe ederim gibi bir düşünce de yanlıştır. Allah korusun, ya tevbe etmeye fırsat bulamazsan!..
***
Evet, madem söz konusu kadın kocasından boşanmış, seninle de evlenmek istiyor, sen de buna razısın; öyle ise evlenir, çocuklarına maddi-manevi göz-kulak olur, kol-kanat gerer yetiştirirsin. Bir nevi tevbe-i nasuh üzere tevbe etmiş olursun. Rabbim afv u mağfiret ve rahmetiyle muamele buyursun, cümlemize ve bilcümle Ümmet-i Muhammed’e…