Sorular | Soru sor

Ayrılık sebebi?

Hocam benim sorum şu: öncelikle şunu söyleyim inanın ben her defasında alttan alıyorum susuyorum karşılık vermiyorum kavgalarımızda ağzından küfür çıkmasın günaha girmesin diye ama bir anda sinirlenip, kızınca ama arada sırada bilinen çirkin küfür sözlerinin dışında dinime kitabıma küfür eden, sonra pişman olan tevbe eden bi daha yapmayacağım diyen, ama cahilliğinden dolayı tekrar unutup yapan, arada sırada içki içen, uyardığım ve sırf bu yüzden kendisinden soğuduğum bir eşim var, ayrıca arada sırada ceviz kabuğunu doldurmayacak sebeblerden şiddet uygulayan, hakaret eden, benim onurumu zedeleyen bir tavrı var, ailem eşimden bu anlattığım sebeblerden dolayı ayrılmamı istiyorlar, bense düzelmesini bekliyorum, ama 9 aydır evliyiz hala bir gelişme yok, anlatıyorum günahını, dinden çıkarsın bak benim kitabım senin kitabin yani kuranı kerim kitabımız, yapma böyle diyorum, soğuduğumu söylüyorum tamam bir daha söylemeyeceğim diyor ama bir anda yine ağzından çıkıyor, kelime-yi şehadet getirtiyorum, istiğfarı bilmiyor, istğfar çektirtiyorum hatta kendimce nikah duasını okuyup nikahımızı tazeliyorum, bilmiyorum kabul olur mu hocam? Nikahımdan bile şüpheleniyorum.. Cumaya gitmediği için cumaya gitmeyenin nikahı düşer dediler iyice üzüldüm, namaz kılmayı bilmiyor, öğreteceğim diye uğraştım, rekatleri falan öğrendi gibi ama subhanekeden başka bir şey bilmiyor nasıl kılacak ayrı bir sıkıntı kırk iki yaşında bu zamana kadar öğrenmemiş, istekli gibi ama üstünde durmuyor, ben ne yapacağımı bilmiyorum.. Ailem artık bırak diyorlar, ben ayrılmak istesem sırf bunlardan dolayı, isteyeceğim... O beni seviyor ama aldatacağından korkuyorum çünkü gözleri dışarda bana farkettirmeden bayanlara bakıyor, çok kıskanıyorum, eşimi seviyorum dövmesini bi kenara koydum ama bu kadar cahil olması beni çok üzüyor, soğutuyor... Aramızda baya yaş farkı var, boşanmak istemiyorum aslında ama böyle bir insanla da hayat geçer mi diyorum ve bir de çocuk istediğim için, çocuğum da babasına çeker hayırsız olur diye çocuk olmadan ayrılmak istiyorum... Önceden namazıma bile karışıyordu şimdi karışmıyor. Ayrılmak isteyen eşler sorusunu okudum ve bunu sormak istedim, hocam bunlar ayrılık sebebi olablir mi? Yardımcı olursanız çok sevinirim..

Değerli kardeşim;

Öncelikle niyaz edip yalvaralım; Rabbim cümlemize kolaylıklar versin, her türlü sıkıntı-ıztırap ve meşakkatlerden, üzüntü-keder ve tasalardan bizleri uzak kılsın.

Anlattıklarına bakılacak olursa çilen büyük. Tabir caizse katlanılır gibi değil. İşin bu insani yönü bir tarafa, küfür-imansızlık, dolayısiyle nikâhsızlık gibi dini tarafı da apayrı mesele…

Bir defa yaptığı o tip küfürler sebebiyle imanı gidiyor, imanla birlikte nikâh da bitiyor. Ancak küfür sebebiyle meydana gelen ayrılık, talak yani boşama lafzıyla olan ayrılıktan farklıdır. Bilirisiniz, boşama kelimesinin üç defa tekrarı, hülleyi gerektirir; yani halihazırdaki kocanızla evliliğinizi sürdürebilmeniz için, sizin bir başkasıyla evlenip normal şartlarda boşandıktan sonra ancak mümkün olabilir. Fakat küfür lafzı ile nikah zedelenir ve yenilenmesi gerekirse de, küfrün üç defa tekrarı halinde bile hülle icap etmeksizin yeniden nikâh yapılabilir.

Sürekli küfreden birisine Kelime-i şahadet getirtmeniz, istiğfar yaptırmanız nikâhı kurtarmaz. Hele hele sizin “kendimce nikah duasını okuyup nikahımızı tazeliyorum” sözünüzün-yaptığınızın hiçbir geçerliliği yoktur. Nikâhın kendine ait şartları vardır: İki şahit huzurunda icap ve kabul. Bunlar olmadan nikah da olmaz.

Cumaya gitmemesiyle nikâh düşmez, ama belirttiğimiz gibi küfürle iman da nikâh da gider.

***

Madem kocanızı seviyor ve evliliğinizi sürdürmek istiyorsunuz, o zaman yaş farkını da kafanızda problem etmeden, sizin öncelikle yapmanız gereken iş; bir defa adama sağlam bir iman tazelettirip tevbe ve istiğfar yaptırmak… Geriye/aynı kötü-çirkin ve tehlikeli küfürlere, içkiye dönmemesi için de kendisinden söz almak, icabında yazılı olarak ağır şartlar da konularak bir sözleşme imzalatmak… Ondan sonra da âcilen nikâhınızı şartlarına uygun şekilde tazelemek... Tabii çocuk meselesini de nikâhınızı düzelttikten sonra düşünmeniz gerekir, öncesinde zaten birlikte olmanız caiz olmaz. Zira şu an nikâh bağı diye bir şey kalmamış aranızda. İki yabancı gibisiniz. Birbirinize yakınlıkta bulunamazsınız

***

Sonrasında ise, ümidinizi kesmeyerek dinini öğrenip yaşamasına yardımcı olacaksınız. Kendiniz etkili/faydalı olamıyorsanız, ki genelde olunamaz, o zaman başka yollar deneyeceksiniz. Kendisini ikna edip bir başkasından (kişi veya kurum olabilir) okuyup öğrenmesini temin edeceksiniz. Cenab-ı Hak nezdinde ecri/mükafatı çok büyük olan bir iş/hizmet yapmış olursunuz. Düşünsenize; dünya ve dünyanın içindekilerin hepsinden daha değerli bir amel, bir kişinin hidayetine vesile olmak…

***

Kıskanmanız elbette ki normal, insan eşini-sevdiğini kıskanır. Ancak bu durumu da abartıp çekilmez hale getirmemek, ölçülü davranmak lazım. Onu da ikaz ederek… Yaptığının yanlış ve günah olduğunu, seni kırdığını-üzdüğünü hatırlatarak…

***

Ailenize de bu evliliği devam ettirme niyet ve düşüncenizi, makul bir şekilde anlatınız ki onların da gönüllerini hoş tutmuş, maddi-manevi desteklerini almış olursunuz.

***

Durumunuzla ilgili düşüncelerim-tavsiyelerim bundan ibarettir. Tekrar Rabbim kolaylıklar versin diyorum.

***

Son olarak Fetâvây-ı Ali Efendi'den, anlatmaya çalıştığımız meseleyi teyit eden iki fetva ile cevabımızı noktalamak isterim:

1) "Zeyd'den üç defa kelime-i küfür sadır olsa hülle icap etmez." [Hulâsatü’l-Ecvibe, 1, 69]

Yani ağzından küfür kelimesi çıkan bir kimsenin İslamiyet'le olan bağı koptuğu gibi, hanımının nikah bağı da gider, boş olur. Ancak, küfür kelimesi ile olan ayrılığın sonucu, boşama sözü ile olan ayrılıktan farklıdır. Talak lafzının üç defa tekrarı, hülleyi gerektirir. Küfür lafzı ile nikah zedelenir ve yenilenmesi gerekirse de, üç defa tekrarı halinde dahi hülle icap etmeksizin tekrar nikah kıyılabilir.

2) "Kendisinden küfür kelimesi sadır olması sebebiyle, kocası Zeyd'den ayrılmış bulunan ve iddetini tamamlayan Hind'e kocası Zeyd, üç talâk ile boş ol dese, hülle yapılmadan nikahlamak caiz olur." [A.g.e., 1, 69]

Şu demek: Kadın, iddetini tamamladıktan sonra Zeyd'in yabancısı durumuna gelmekte (nikâh bağı kalmamakta) ve talâka/boşamaya mahal olmaktan çıkmaktadır. Zeyd'in "üç talâk ile boş ol" sözü, mahallinin gayrisine sarf edildiğinden (söylenmesi gereken yere/kişiye söylenmemiş olduğundan) geçerli değildir. Bundan dolayı onu hülle yapmadan tekrar nikahlaması caiz olmaktadır.

***

Bir başka önemli husus: Camilerde haftanın belirli günlerinde, özellikle de Cuma akşamları yapılan ve "Tecdid-i iman ve nikah: İman ve nikâh yenileme-tazeleme" diye ifade edilen tatbikat ki, her ne kadar bazıları itiraz etseler, alay etmeye-karalamaya kalkışsalar da, tamamen İslâm'a uygun bir harekettir.

Ancak bu uygulama, nikâhlanacak kadın için veya boşanma lafzı ile meydana gelen ayrılmalar sonunda yapılması gereken nikâh akdinden biraz farklıdır.

Bu bir nikâh akdi değil, esasen mevcut bulunan nikâh bağındaki zayıflamayı pekiştirme-kuvvetlendirme ve yenileme muamelesi/işidir.

Mesela –sizin kocanızda olduğu gibi- bir kimsenin ağzından küfür sözü çıksa, yukarıda da belirttiğimiz üzere, giden imanla birlikte nikâh bağı da kopar. İman tazelerken Kelime-i Şehadet ile imana sahip olunca nikâh da avdet eder/geri döner.

O bakımdan, bu iman ve nikâh tazelememe meselesinde nikah akdindeki şartlar aranmaz/aranmamalıdır.

Ayrıca nikâh akdine benzemesi sebebiyle cemaat de birbirinin şahidi olmakta... Böylece nikâhtaki şahitlik meselesi de hallolmuş, yerine gelmiş bulunmaktadır.

Eğer durumu düzeltir, hal yoluna koyarsanız, beyinize bunu da anlatır, camiye gitmesini temin eder, haftalık nikâhınızı da tezelemiş olursunuz.

Kelime-i Şahâdet, istiğfar, Nikâh akdi, tevbe, içki, Ayrılık sebebi, kavga, küfür, şiddet, boşama lafzı, Tecdid-i iman ve nikah,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com