Sorular | Soru sor

“Hubbü’l-vatani mine’l-îmân!”

Hocam bir sorum olacaktı, “"Vatan sevgisi imandandır" hadisinin mevzu olduğunu iddia edenler var, işin aslı nedir? Slm ve syglar..



Değerli kardeşim;

Mekke’den Medine’ye hicret eden Müslümanlar, Medine’nin havasına hemen intibak edememişler… Bazıları sıtmaya yakalanmışlardı. Bunlardan birisi de Hz. Bilâl-i Habeşi (r.a.) idi. Bir sıtma nöbetinde Hz. Bilâl, hüzün dolu şiirler okuyarak Mekke’yi terennüm ediyordu. Bunu duyan Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) de hüzünlenmiş ve şöyle buyurmuştu:

“el-Vatan! el-Vatan! el-Vatan! Hubbü’l-vatani mine’l-îmân!”…

Meali: “Ah Vatan! Ah Vatan! Ah Vatan! Vatanı sevmek, İman’dandır.” [Aclûnî, Keşfü'l-hafâ, I, 138]

İşte meşhur “Vatan hadisi” diye bilinen bu hadis-i şerif, böyle bir vesile ile sadır ve vârid olmuştu, Rasûlüllah Efendimizin mübarek fem-i saadetlerinden…

Bazıları bu mübarek sözün mevzu olduğunu söylese de, ulemanın çoğunluğu tarafından manasının doğru olduğu ifade edilmiştir.

***

Bildiğiniz üzere İslam dini, bir bütün olarak hayatın her yönünü içine alıp kuşatmış, vatan ve devlet anlayışını da belirli sınırlar içerisinde değerlendirmiştir.

Mesela oturduğu evi veya malı saldırıya uğrdığı zaman onu korumak ve kendini müdafaa etmek dinimizin bir emridir. Bu yolda ölürse şehit olur. Vatan ise, bütün Müslümanların ortak evidir. Onu korumak ve muhafaza etmek de bütün Müslümanların ortak vazifesidir.

Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.) Medine’ye hicret ettiğinde, orada bulunan Yahudilerle bir anlaşma imzalamıştır... Bu anlaşmada geçen önemli maddelerden biri de, Vatanları olan Medine’ye bir saldırı olursa, beraber savunma yapacakları hususu idi.

Demek ki vatanımızı korumak için gayr-i Müslimlerle bile anlaşma yapılabilir ve vatan ne pahasına olursa olsun korunması gerekir.

Bir Müslüman dinini, ırzını-namusunu, canını, malını, vatan ve devletiyle korur… Vatanına bir Müslüman devlet bile saldırsa, onu korumak dinimizin emridir.

“Yerler” ve “zamanlar”, içerisinde bulunan-yaşayan kimseler ve yapılan işlere göre değer kazanır. Atalarımızdan bize miras kalan ve kahir ekseriyetiyle Müslümanların yaşadığı bir ülke olan bu memleketin muhafazası, bu toprakların ve içerisinde yaşayanların korunması, hayatlarını idame ettirmeleri, vatan, bayrak ve devletin varlığını zaruri kılmaktadır.

***

İbret Ve Ders Dolu Bir Hadise

Karıncanın vatan sevgisi ve toprağına bağlılığı…

Rivayete göre Musa aleyhisselam, ekip biçmek için bir yerde kendine bir tarla açacaktı.

Cenab-ı Hakk’a müracaat edip izin istedi.

Cenab-ı Hak da üç gün o tarlaya gidip,

- “Ey canlılar! Burayı terk edin, ben buranın ağaçlarını yakıp tarla açacağım” diye nida/ilan etmesini emretti. Hz. Musa da emri aynen ifa etti.

Üç gün sonra Hz. Musa canlılardan kalan oldu mu, diye tarla yapmak için açacağı yeri dolaşıp teftiş etmeye başladı... Bütün canlılar daveti duymuş ve orayı terk etmişlerdi. Sadece yaşlı bir karınca kalmıştı. Musa aleyhisselâm ona,

- “İlamımı (bildirimi) duymadın mı? Niçin terk etmedin burayı? Yoksa rahatsız mısın?” diye sordu. Yaşlı karınca da Hz. Musa’ya:

- “Burası bizim babalarımızdan, dedelerimizden intikal eden yurdumuzdur. Biz burada doğduk, burada büyüdük, senelerdir de burada yaşadık. Vatanımızı terk etmektense, burada yanıp ölmeyi tercih ettim de, onun için terk etmedim” dedi.

Bunun üzerinede Musa aleyhisselâm oradaki ağaçları bitkileri yakmaktan ve tarla açmaktan vaz geçti.

Vatan sevgisi, işte böyle bir şey olsa gerek!!!

Bilmukabele selam ve muhabbetler...

Hz. Musa, karınca, Yahudiler, Medine, Hubbü’l-vatani mine’l-îmân, Mekke, hicret, Bilal-i Habeşi, el-Vatan, “Yerler”, “zamanlar”,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com