Sorular | Soru sor

Oruç ve teravih namazı

oruç tutmayan biri teravih namazı kılabilirmi

Evet oruç tutmayan ya da mazereti dolayısiyle tutamayan da terâvih kılabilir, hatta mümkünse mutlaka kılmalıdır. Oruçla terâvih ayrı, fakat birbirlerini tamamlayan ibadetlerdir. Sünnetteki ifadesiyle birisi sıyam, öbürü kıyamdır.

Bilindiği üzere oruç, İslâm’ın beş şartından biridir, farz bir ibadettir. Binaenaleyh hastalık ve yolculuk gibi mazeretler hariç her Müslümanin tutması icap eder. Tutulmadığı takdirde hem dünyevi hem uhrevi cezalar söz konusudur.

Terâvihe’e gelince…

Teravih namazı, fıkhi bakımdan orucun şartından degildir. Ramazan-ı şerif gecelerini ihya babından bir sünnet-i müekkededir, Müslümanların ihmâl etmemesi gereken bir ibadettir. Her ne kadar kılmayana azap yoksa da, Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) şefâatinden mahrum kalmak demektir ki, bu da mü’min için çok büyük bir kayıptır, dolayısiyle azap demektir.

Ramazan-ı şerif gibi kıymetli günlerin gecelerini ihya bakımından sünnet olmuştur. Bu sebepledir ki, mazeretli ya da mazeretsiz oruç tutmayan-tutamayan kişiler için de Terâvih namazı kılmak sünnet-i müekkededir. [Hâşiyetü’t-Tahtâvî alâ Merâkı’l-Felâh, s. 227]

Ancak unutmamak gerekir ki; bir mü’minin öncelikli vazifesi farz ibadetlerini hakkıyla yerine getirmektir. Ramazan orucunun terk edilmesi büyük günahtır.

***

Ramazan orucunu terk etmenin hükmü

Ramazan orucunu mazeretsiz terk eden "günahkâr", farz olduğunu inkâr eden "kâfir" olur!

Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: “Ey îmân edenler! Sizden evvelkilere farz kılındığı gibi, oruç tutmak (sizin de) üzerinize farz kılındı; tâ ki (günahlardan) sakınasınız.” [Bakara suresi, 183]

“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir. [Bakara suresi, 185]

Cenab-ı Hak ayet-i kerimelerde açıkça orucu farz kılmıştır. Farz ibadetler her mü’min için yapılması kesin emrolunmuş işlerdir. Farz ibadetlerin terkinde ceza, yapılmasında da mükâfat vardır. Ramazan orucunu "özürsüz olarak" terk eden kişi, İsl^âmiyet’in büyük bir rüknünü terk ettiği için günahkârdır.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), Ramazan orucunun İslam'ın beş şartından biri olduğunu bildirmiş ve şöyle buyurmuştur:

“İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah’tan (c.c.) başka ilah olmadığına ve Muhammed'in (s.a.v.) O'nun kulu ve Rasûlü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak, Kâbe'yi haccetmek. ” [Tirmizî, Sünen, İman, 3]

Keza Ebu Ya’la’nın (rh.) rivayet ettiği bir hadis-i şeriflerinde Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlardır ki: “İslâm’ın kulpları (tutunulacak esasları) ve dinin temelleri üçtür, İslâm bunlar üzerine bina edilmiştir. Kim bunlardan birini (önemsemeyerek) terk ederse, onu inkâr etmiştir. Kanı helâl olur. Bunlar; Allah’tan (cc) başka hiçbir ilah olmadığına şehadet getirmek, Beş vakit namaz, Ramazan orucu.”

Âlimlerimize göre meşru bir mazereti olmadan Ramazan orucunu tutmayıp, farz olduğunu inkâr etmeyen kişi kâfir olmaz, fakat günahkâr olur. Ahirette de büyük bir azaba dûçar olur.

farz, yolculuk, oruç, mazeret, günahkâr, sünnet-i müekkede, teravih, hastalık, kâfir, şefâat, İslâm’ın beş şartından,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com