Sorular | Soru sor

Uzay

uzayı gezegenleri nasıl öğrendik CEVAP: insanların merakıyla

Gerçi hem sormuş, hem de sorunun cevabını vermişsiniz ama, meseleyi şöyle de özetleyebiliriz:

Uzaya, gezegenlere dair bilgileri insanlık, Kur’an öncesi, gökyüzüyle ilgili merak saikiyle yapılan ilmi inceleme ve araştırmalarla öğrenmiş… Kur’an sonrasında ise, onun verdiği bilgiler ışığında, gösterdiği işaret ve delaletler istikametinde gelişen tefekkür, tezekkür, taakkul ve taharrî çalışmalarıyla bu sahadaki bildiklerini genişletmiş, derinleştirmiştir.

Günümüzde yapılan rasat faaliyetleri/astronomik çalışmalar ise sürekli gelişerek devam etmektedir. İnsanoğlu kuşkusuz bu çabalarını, kıyamet sabahına kadar da sürdürecektir. Ta ki birinci kat semaya çıkana kadar… Nitekim Rasûl-i zî-şân (s.a.v.) Efendimizin vârislerinden bir zât (k.s.), bu hususta şu beyanda bulunurlar:

“Kâfirler birinci kat semayı keşfettikleri zaman, orada vahyin indiği yeri ve âyât-ı beyyinât ile haber verilen bazı emâreleri müşâhede ederler. Dünyaya gelip gördükleri o hakikatleri bütün insanlara haber verdiklerinde, herkes ‘Lâ ilâhe illallâh’ diyerek imana gelir. Lakin hiç birinin imanı kabul olmaz. Çünkü imanın şartı, gayba iman etmektir.

“Bu dünyaya en uzak yıldız ne kadar mesafede ise, oradan birinci kat semaya da o kadar mesafe vardır. Fenciler henüz birinci kat semayı keşfedemediler. Ne zaman bu Türkiye’nin büyüklüğü kadar bir ayna yaparlarsa, belki o zaman birinci kat semayı öğrenebilirler. Bâtıl bir nazariye olan ‘fezâ-yı nâ-mütenâhi (sonsuz uzay boşluğu)’ iddialarının ne kadar yanlış olduğunu gözleriyle görürler.” Yani kâinatta hiçbir şeyin sonsuz olmadığını idrâk ederler...

Kur'an, insanlar, tefekkür, tezekkür, merak, Türkiye, gökyüzü, işaret, ayna, istikamet, uzay, gezegenler, delaletler, gelişen, taakkul, taharrî, birinci kat sema, âyât-ı beyyinât, dünyaya en uzak yıldız, fezâ-yı nâ-mütenâhi, bâtıl,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com