Temkin vakti
oruca niyetlenen bir kimsenin yemeğe son verdiği vakit imsak kesildiği andır peki bu vakit fecri kazip namaz vaktinin girdiği vakit ise fecri sadıktır o yüzden fecri sadığa kadar yemek yemeğe devam edebiliriz diyenlere net ve ikna edici cevabımız ne olabilir
Sorunuza, hazırlanmasında on yıllık hizmetimin/emeğimin geçtiği Fazilet takviminin vakit cetveli üzerinden cevap vermeye çalışayım.
Orada gösterilen namaz ve “imsak” vakitleri, o şehir için nokta hesabıdır. Yani belli ve sınırlı bir yerininin sonuçlarıdır, zaten her mahallin ayrı-ayrı hesabının yapılması pratikte mümkün de değildir.
İşte bu nokta hesabının, şehrin coğrafî/alan genişliği ve yükseklik farklılıkları dikkate alınarak tamamını kuşatabilmesi için, yurt sınırları içerisinde -10 dk’lık bir temkin uygulanmaktadır.
Aynı zamanda bu temkin, Cenab-ı Hakk’ın, oruca başlama vaktini (imsakı) anlattıktan sonra, “Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırladır. Bu sınırlara yaklaşmayın” [Bakara suresi, 187] emrine uymaktır.
Temkin, öyle bazılarının dediği ya da sandığı gibi gereksiz bir fazlalık ya da eksiltme değildir.
Hasılı, sınıra kadar yiyip içmek tehlikeli ki, Rabbimiz (c.c.) bizi, “Yaklaşmayın!” diye buyuruyor.
Ayrıa geç kalıp mecburiyet durumunda olanlar için de, yine takvimin sonunda, şehir merkezi ile ona bağlı ilçeler arasındaki saat farkını da koyduk. O cetvelden, bulundukları mahallin merkezle farkına bakıp, şayet takvimdeki yazılan saate göre vakit varsa, tam sınıra yaklaşmadan üç-beş dk’lık bir zaman içerisinde bir şeyler yiyip içebilirler. Ama bunu genelleştirmemek, âdet haline getirmemek gerekir. Aslolan; takvimdeki gösterilen vakitte yiyip içmeyi kesmektir.
Sabah namazı (fecr-i sadık) da, işte bu söz konusu temkin vakti yani -10 dk’lık süre dolduktan sonra girmiş olmaktadır. Tâ Asr-ı Saadet’ten bu yana uygulama bu şekildedir. Farklı düşünce, iddia, hesap ve uygulamalar tehlikelidir! Dikkatli oluna!..
fecr-i sadık, imsak, fazilet takvimi, Temkin vakti, fecr-i kazip,