Sorular | Soru sor

Miras parasıyla umre...

Hocam selamünaleyküm, hocam paylaştığınız sayfaları beğeniyorum, çok güzel! Hocam dayım vefat etti, Allah gani gani rahmet eylesin, dayımın bir miktar parası var, parayı oğlu annesinden almış, sağda solda ben ölen babam için torununu umreye göndereceğim diyor, torununun yapacağı umre vefat eden dayıma sevabı olur mu, yoksa farz olmadığı için gerek yok mu, bir de dayımın kız torunu var işitme engelli, umre parasını ona verseler olur mu, cevaplayabilir misiniz? Kemal motur – Facebook/Ankara

Ve aleyküm selâm kardeşim;

Bilirsiniz, “ölüm hak miras helal” diye bir söz vardır. Dayınız vefat ettiğine göre geride bıraktığı terikesinde bütün mirasçıların hakkı vardır. Hanımının da o söz konusu oğlunun da… Ayrıca varsa başka mirasçıları, onların da… Ölenin kendi terikesi üzerindek hakkı ise, varsa borçlarının ödenmesi, yaptıysa bir vasiyet terikenin üçte birini geçmemek/aşmamak kaydıyla o vasiyetin yerine getirilmesidir. Eğer umre vasiyeti varsa, borçları filan da yoksa, bıraktığı paranın üçte biri de buna yetiyorsa, bu vasiyetini yerine getirebilirsiniz, sevabı elbette ki ona ulaşacaktır… Ancak miras ortaya konulmadan, neyin ne olduğu meydana çıkmadan oğlunun tek başına parayı alıp dilediği gibi tasarruf etme hakkı olmaz, bu caiz değildir.

Kur'an-ı Kerim'de Ferâiz hakkındaki hükümler beyan edilirken şöyle buyrulur:

"…(Bu hükümler/mirasçıların payları, ölenin) yapacağı vasiyetin yerine getirilmesinden veya borçtan (yani varsa borcunun ödenmesinden) sonradır..." [Nisa suresi, 11]

Hanefi fukahasının/âlimlerinin üzerinde ittifak ettiği hüküm şöyledir:

Ölenin bıraktığı maldan;

a) Öncelikle techiz ve tekfini için pay ayrılır... Bu hususta israfa kaçılmadığı gibi, cimrilik de yapılmaz. Sünnete uygun şekilde defin işlemi gerçekleştirilir.

b) Daha sonra ölünün hayatta iken yapmış olduğu borçları var ise bunlar ödenir... Bu borçlar Allah Teala’nın emri olan zekât, keffâret, oruç fidyesi, hac ve nezir (adak) olabileceği gibi, insanlardan alınmış kul borçları da olabilir. Borç ödeme hususunda da, önce insanlara olan borçlar dikkate alınır.

c) Borçların ödenmesinden sonra; şayet ölenin vasiyeti var ise, terikenin (bıraktığı menkul gayri menkul mal varlığının) üçte birini aşmayacak şekilde yerine getirilir.

d) Bütün bunlardan sonra kalan mal; vârislere, sehimleri (hisseleri-payları) dikkate alınarak taksim olunur." [İmam Mevsılî, el-İhtiyar fî Ta'lîli'l-Muhtâr, İst., 1980, 5, 85; İmam Mergınanî, el-Hidâye Şerhû Bidâyetü'l-Mübtedi, Kahire, 1965, 4, 41-42; Ayrıca bkz. Molla Hüsrev, Düreru'l-Hukkâm fi Şerhi Gurari'l-Ahkâm, İst: 1307, 2, 420; İbn Hümam, Fethu'l-Kadîr, Beyrut, 1318, 8, 383]

Taksimattan sonra da kim nereye isterse hibe edebilir/bağışlayabilir. İster sözünü ettiğiniz işitme engelli torununa, isterse dilediği başka kişi veya kurumlara…

Ama yapılması gereken, takip edilmesi icap eden yol; yukarıda anlatmaya çalıştığımız şekilde olması gerekir.

dayı, vefat, Miras parasıyla umre, oğlu, annesi, işitme engelli torunu,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com