Sorular | Soru sor

‘Zuhr-i ahîr’ ile ‘vaktin sünneti’ hakkında delilimiz nedir?

Sorum şöyle: Cuma namazının son sünnetinden sonra kılınan zuhr-u ahir ile vaktin sünneti hakkında delilimiz var mı? Bunları neden kılıyoruz? Allah razi olsun

Ömer Nasuhi Bilmen'in Büyük İslâm İlmihali'nin “Cuma'nın edasının şartları” ile ilgili 196. maddesinin (6) rakamına bağlı açıklama şöyledir:

“(6) Cuma namazının bir beldede veya belde hükmünde bulunan bir yerde kılınması….
Öyle ki, İmam-ı Azam'a göre, bir beldede yalnız bir camide veya bir Musallâ'da cuma namazı kılınır, birkaç camide kılınmaz.

Fakat İmam Muhammed ve İmam-ı Azam'dan diğer bir rivayete göre cuma namazı, bir beldede bulunan birçok camide kılınabilir. Doğru olan da budur. Uygulama da böyle yapılmaktadır.

İmam Ebû Yusuf'tan bir rivayete göre, şehirde ancak iki yerde cuma namazı kılınabilir. Diğer bir rivayete göre de, aralarında bir ırmak bulunmadıkça iki yerde de cuma namazı kılınmaz.

Cuma namazının birçok camide kılınmasını caiz görmeyenlere göre; bir beldede kılınan birçok cuma namazlarından hangisine daha önce tekbir alınarak başlanmışsa, o namaz sahih olur, diğerleri olmaz.

İşte böyle bir ihtilaftan kurtulabilmek içindir ki, cumanın dört rek’at son sünnetinden sonra ‘Zuhr-i ahîr’ adı ile dört rek’at namaz daha kılınmaktadır. Şöyle ki:

‘Vaktine yetişip henüz üzerimden düşmeyen son öğle namazına’ diye niyet edilir ve tam öğle namazının dört rek’at farzı veya dört rek’at sünneti gibi, dört rek’at namaz kılınır. Daha iyisi bu namazı sünnet şeklinde kılmaktır.

Çünkü cuma namazı sahih olmamışsa, bu dört rek’at ile o günün öğle namazı kılınmış olur. Bu namazın son iki rek’atına ilave edilen sure ve ayetler, farzın sıhhatine zarar vermez.

Eğer cuma namazı sahih olmuşsa, bu dört rek’at kazaya kalmış bir öğle namazı yerine geçer. Kazaya kalmış böyle bir namaz bulunmayınca da nafile bir namaz olur.

***

Sonuç: Bu şekilde namaz kılınması ihtiyata uygun olduğundan, alimlerin çoğu tarafından güzel görülmüştür. Şafiî alimlerinden bir çokları da bunu uygun görmektedirler. Çünkü İmam Şafiî'ye göre de, bir beldede ilk kılınmaya başlanan cuma namazı geçerlidir, diğer cuma namazları sahih olmaz. O halde cuma namazına daha sonra başlamış olanların öğle namazını kılmaları gerekir.

Bununla beraber bu uygulama bir içtihad meselesi olduğundan İmam Şafiî Hazretleri, Bağdad'da birçok camide cuma namazının kılındığını gördüğü halde buna itiraz etmemiştir.”

***

Bu mesele için ayrıca Mecmua-i Zühdiye'nin 168. sayfasındaki izahlara da bakılabilir. Bunlar, ilim erbabı ve insaf sahipleri için yeterli delillerdir.

***

En son kıldığımız iki rek’at sünnet de, bilindiği üzere ‘vaktin sünnet’dir. Yani ‘Vaktine yetişip henüz üzerimden düşmeyen son öğle namazının son sünneti’.

‘Zuhr-i ahîr', ‘vaktin sünneti’, Cuma'nın edasının şartları, belde, Musallâ, ihtilaf,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com