Sorular | Soru sor

Namazdan sonra Fâtiha okumak

Muhammed Masum Faruki hazretleri birinci cilt, 197. Mektubunda, (Büyüklerimiz, beş vakit namazdan sonra, elleri kaldırarak, Fatiha okumadı. Namazdan sonra, hacetlere kavuşmak için Fatiha okumak bid’attir) buyuruyor. Namazdan sonra elleri kaldırıp fatiha okumak doğrumudur.


Dilerseniz önce zikri geçen mektuptaki sorunuza mevzu teşkil eden kısmı özetlemeye çalışalım. Sonra da bunu nasıl anlamamız gerektiği üzerinde duralım.

“Farz namazın edası vaktinde (namaz sonrasında) yüz gösteren / meydana çıkan yüce hâl ile alakalı olarak, yani hâcetler / ihtiyaçlar için Fâtiha okuma âdeti hakkında yazılanlar bize ulaştı. Onun tetkikiyle ilgili yazılanları okuyup zevk-yâb olunuz, hazzına, tadına varınız…

“Yazılmıştır ki; bu memleketin halkı, beş vakit namazın her birinden sonra el kaldırıp Fâtiha okurlar ve bu ameli (yaptıkları bu işi) kendilerine lâzım (vacip-gerekli) bilirler, öyle olduğuna inanırlar. Onu yapmayana da şiddetle karşı çıkıp, mutlaka okuması gerektiğini söylerlerdi, demişler mahduma…

“Halbuki farz namazların ardından hâcetler için bu şekilde Fâtiha okumak, bizim büyüklerimizin ameli / yaptıkları bir iş değildir. Ve bu hâl, Peygamber-i Hudâ sallallâhu teala aleyhi ve alâ alihî ve sellem hazretlerinin amelleri arasında da görülmedi. Hazânetü’r-rivâye’de Hulâsa’dan naklen;

‘İhtiyaçların temini için farzlardan sonra Fâtiha okumak bid’attir’ diye belirtilmiştir.

“Ve yine mahduma, o taraflarda Cuma namazından sonra yaygın olarak yapıldığı bilinen musâfaha da sorulmuş...

“Malumdur ki, musâfaha yapmak sünnettir ve bu iş yüce (yüksek, değerli) bir ameldir; ancak bunun için vakit belirlemek ise bid’attir. O halde yapılan bu işin hem güzelliği hem de çirkinliği vardır. Sonuçta onun, mutlak manada mubah olduğunu kabul ederek -ki bazıları o görüştedirler- yaparsa, ganimettir, büyük kazançtır.

“Hazâne’de, Şeyh Muhyiddîni’n-Nevevî’nin (rh. 631-676 / 1233-1277) Ezkâr isimli eserinden naklen şu açıklamalara yer verilmiştir:

‘Her karşılaşmada musâfaha etmek sünnettir. Ama insanların sabah namazı ile ikindi namazından sonra musâfaha etmeyi âdet etmelerinin aslı (dinde dayanağı) yoktur; lâkin bunu yapmalarında da bir beis (zarar-ziyan, fenalık-kötülük) olmaz. Zira musâfaha asıl itibariyle sünnettir. İnsanların bazı hallerde onu muhafaza edip (aşırıya kaçmadan normal bir şekilde bu sünneti yapıp) bazı vakitlerde ise musâfahada ifratları / ileri gitmeleri durumunda da onları, şeriatte varid olan (sünnet olarak anlatılagelen) musâfahanın dışına çıkartmaz”. [Bkz. Mektûbat-ı Muhammed Ma’sum, M. 197, Terc. Müstakimzâde Süleyman Sadeddin, İstanbul, 1277/1861, Matbaa-i Litoğrafya-Sahhaf el-Hâcc Ali Rıza, s. 104-105]

***

Demek ki; namazdan sonra hâcetlerimize kavuşmak için Fâtiha okuyup niyazda bulunmanın şart olduğuna / gerekli bulunduğuna inanarak bunu yapmak bid’attir. Ama aksine yani böyle bir inançta, bunun mutlaka yapılması icap eden bir şey olduğu inancında olmadan, sadece sünnet olduğunu düşünerek o niyetle içinden böyle geldiği için yapmak bid’at sayılmaz. Zira Fâtiha suresi Kur’an’dan bir sûre olduğu gibi, aynı zamanda en büyür duadır da… Her hacetimiz için okunabilir, Allah Teala’dan faydası ümit edilir. Bunda bir mahzur olmaz. Ayrıca günümüzdeki usûl, namazın ardından tesbih, dua, bazen aşr-ı şerif ve en son Fâtiha şeklindedir malumunuz. Bu bir…

Sorunuzda geçmiyor ama, musâfaha meselesi de ele alınmış mektupta… İsterseniz kısaca onun açıklamasına da temas edelim.

Her karşılaşmada musâfahanın da sünnet olduğu belirtilmiş… Ancak onun için de
zaman tayin etmenin bid’at olacağına, dolayısiyle doğru bir davranış olmayacağına işaret edilmiştir. Binaenaleyh namazlardan sonra yapılan musâfahaları, musâfahanın sünnet olduğu inancı ile yapmak güzeldir, müstehaptır. Ama bunu, namazların akabinde yapılması gerekli bir amel gibi görmek ve mutlaka yerine getirilmesi iktiza eden bir amel olarak kabul etmek doğru değildir.

âcizane kanatimizce mektuptaki izahlardan hulâsa olarak anlaşılan, anlatılmak istenen budur. Vesselâm…

Namazdan sonra, elleri kaldırıp, Fâtiha okumak, Muhammed Masum Faruki hazretleri, birinci cilt 197. Mektubu,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com