Sorular | Soru sor

Din adamlarına rüşvet ve tehdit

başka dinlerden art niyetli,islamı bozmak isteyen insanlar din admlarımıza rüşvet verip veya canlarıyla tehdit ederek yanlış beyanda bulunmasını istemesi gibi bi durum olabilir mi?romada paplığın falan yüksek meblağalı banka hesaplarıolduğunu duydum. ne olur yardımcı olun, bu şüphe beni imanımdan edecek,yardım edin.

Her devirde her millette her toplumda her türlü insan olabilir. Başka inanç toplumları da karşılarındakini ifsat etmek için her türlü yola başvurabilir. Hele de İslâm düşmanları… Bunda şüphe edilecek, şaşılacak, yadırganacak bir durum olmamalı. Tarihi, siyasi, iktisadi, sosyal, kültürel hadiseler bütün bunların canlı şahididir. Nerede ne zaman kimin/kimlerin neye ve nelere zaafı olduğunu bilemezsiniz. Devletine, milletine, hatta dinine ihanet edenler de vardır, mümkündür. Bunu bilerek yapanlar olabileceği gibi, bilmeyerek onların havuzuna/değirmenine su taşıyanlar da bulunabilir. Birileri bu karaktersizliği yapıyor diye sen niye imanından olacaksın! Öyle saçma şey olur mu? Sen onun yaptıklarından sorumlu değilsin ki! Hiç kimse bir başkasının günahından dolayı mes’ul de değil, o sebeple tazip de edilecek değil. Nitekim buyuruyor ki Mevlamız: “Hiçbir günahkâr diğerinin günahını çekecek değildir. Sonra dönüşünüz, Rabbinizedir. O vakit, O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir. Çünkü O, bütün kalplerin özünü bilir.” [Zümer suresi, 7]

***

Görüldüğü üzere bu noktada meselenin iki ayağı var:

1. Dışarıdan art niyetli ve İslâm’a zarar vermek isteyenler… Yani Müslüman olmayanlardan gelebilecek tehlike… Bunlara karşı daima uyanık olmalıyız. Bu uğurda her türlü nefsani yolları, menfaat türlerini deneyebilir, kullanmak istedikleri kişilerin önüne serebilirler. Sevgili Peygamberimize (s.a.v.) Kureyş müşriklerinin neler dediklerini, mukaddes davasından vaz geçmesi mukabilinde neler teklif ettiklerini herhalde bilmeyen yoktur. Öyle değil mi? Onlar karşısında iki cihan serveri Efendimizin (s.a.v.) tavrı ne olduysa, onun varisi durumundaki gerçek âlimlerin tutumu da o olmalıdır. Bununla birlikte çürüklerin olabileceğini de hiçbir zaman gözardı etmemeliyiz elbette... Dedik ya; insan bu, her türlüsü vardır.

2. Kendi içimizdeki çürükler… Yani münafıklar, mürtedler, hainler… O bakımdan öncelikle kendimiz/kendi toplumumuz olarak sağlam ve samimi olmalıyız. İmam, amel, itaat, sadakat ve teslimiyetimizden asla taviz vermemeliyiz. Biz sağlam ve yolumuzda-dinimizde sabit kadem olduğumuz sürece, karşı tarafın hücumları bize kesinlikle bir zarar veremez! Nitekim Rabbimiz (c.c.) buyuruyor ki: “Onlar (ehl-i kitap) size, incitmekten başka bir zarar veremezler. Sizinle savaşa girecek olsalar, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.” [Âl-i İmrân, 111]

Sonuç; düşman her zaman düşmandır. Atalarımızın dediği gibi, “Su uyur düşman uyumaz”! Önemli olan senin sürekli uyanık bulunmandır. Şeytana niçin şeytanlık yapıyorsun diye kızılır mı? Onun vazifesi o. Yapacak mutlaka düşmanlığını... Senin üzerine düşen de ona uymamak; onun sunduğu rüşvetlere, yaldızlı aldatmacalara, menfaatlere/çıkarlara aldanmamaktır. Yoksa tarih boyunca olduğu gibi, kıyamet sabahına kadar da her iki türden (aldatan-aldanan, kandıran-kandırılan) insanlar olacaktır. Bunların şu veya bu kesimden (halktan veya ilim-bilim insanlarından) olması neticeyi değiştirmez.

Rabbim cümlemizi ve bilcümle Ümmet-i Muhammed’i hidayet üzere sırat-ı müstakiminde sabit kadem eylesin. İstikamet ve sadakatten ayırmasın. Kâmil imanla ruhumuzu teslim edebilmeyi nasip ve müyesser kılsın.

rüşvet, şüphe, tehdit, iktisadî, iman, din, tarihî, sosyal, din adamları, siyasi, kültürel hadiseler, devlet, millet, havuz, değirmen, karakter, çürük,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com