Sorular | Soru sor

Evlilikte yaş farkı

Selamun aleykum.. ben 20 yasında bır erkegım 26 yasında bır bayan ıle evlılık dusunuyorum dinen hukmu nedir mutlu olabılırmıyız bayanın yas benden buyuk olması sorun teşkıl edermı ALLAH cc razı olsun

Ve aleyküm selâm…

Dinî açıdan yaş farkının herhangi bir mahzuru olmaz, caizdir, evlenebilirsiniz. Nitekim rivâyetlerin ekseriyetine göre, Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) ilk evlendiklerinde, kendileri 25 Hz. Hatice (r.anha) validemiz 40 yaşında idiler. Aralarında 15 yaş fark vardı. [İbn Hacer, el-İsâbe, 539]

“Mutlu olabilir miyiz”, sorunuzun cevabı ise; daha çok sizin tutum ve davranışınıza, birbirinize olan sevgi ve saygının devamına bağlı bir husus. Bunların olmadığı ya da bittiği yerde ne huzur kalır ne sükûn ne de mutluluk! Ruhen birbirinize yabancılaşmaya başlarsınız… Gençlik, güzellik-yakışıklılık, mal-mülk, varlık-servet, yaş-baş… gibi maddî âmillerin hiç birisi kâr etmez. Aranızda olması gereken bağ kopmuş, yakınlık bitmiş, mesafeler oluşmuştur. Oysa evlilik, sadece fizikî şartlara değil, aynı zamanda metafizikî hallere de dayanması/yaslanması gerekir. Böyle olursa ruhlar anlaşır, bedenler de buna uyum sağlamış olur.

Şimdiki halde sözünü ettiğin bu insanla evlenmeyi planlayıp, ardından da geçen yıllar içerisinde fizikî bakımdan bir başka kadına meyledip bunun yaşını problem ederek ayrılmayı düşünürsen, bu işe hiç başlamaman elbette ki daha hayırlıdır. Aldatıcı etkiler insanı bazen yanlış kararlar vermeye sevk edebilir. O bakımdan bu gibi işlerde öncelik ve önem dinî inanç ve ahlakî değerler olmakla birlikte, akıl-zekâ-bilgi ve tecrübe ile de ilgilidir. Fakat, bunların hepsi de neticede gelir ahlakî esaslara ve ruhî öze dayanır. Dolayısiyle bu değerlerin hayata yansımasına ve evlilikteki yükümlük ve sorumluluk şuuruna bağlıdır. Yaşanılması muhtemel maddi-manevi sıkıntı ve meşakkat anlarında, eğer karşılıklı empati ruhu kaybolur, her iki taraf da hep kendini haklı, karşı tarafı haksız görmeye başlarsa; sempati biter, sevginin ışıkları da söner, hayat kararır, yaşanmaz hale gelir. Vaziyet öyle bir hal alır ki; kendinizi de, ailenizi de anlayamaz, toplumla da anlaşamayacak noktaya doğru sürüklenirsiniz.

Demek ki işin özü;

Kendinize Sevgili Peygamberimizi (s.a.v.) örnek aldığınızda, -ki öyle de olması gerekir- bu evliliğin İslâm hukuku ve ahlâk anlayışına aykırı bir yanı olmadığı gibi, mes’ut / bahtiyar / mutlu olmanız için de hiçbir engel yoktur. Yeter ki evlilikte, hatta hayatın hemen her safhasında olması gereken “fedakârlık”, “vefa” ve “sadakat” duygularını kaybetmeyelim. Sevdiğimiz, evlenmeye karar verdiğimiz ve bizi gerçekten sevdiğine inandığımız insanı, bir takım zahirî-fizikî-izafî sebep ve âmillerle hemen terk ediveren karakterlerden olmayalım. Sevgiyi bilen ve sevilmeyi hak eden bir insan olmaya çalışalım ki, mutluluğu da yakalayabilelim.


huzur, güzellik, evlilik, sükûn, yaş farkı, gençlik, yakışıklılık, mal-mülk, varlık-servet, yaş-baş, bağ, metafizikî, akıl-zekâ-bilgi, tecrübe,

Yorumlar (0)
Yorumlarınızı asagidan yazabilirsiniz. Yeni soru sormak icin ise buraya tikla

MollaCami.Com